Sağlıklı yaş almak herkesin arzusu… Ancak günlük hayatın koşuşturması ve iş yoğunluğu nedeniyle zamanla yarışmak beden ve ruh sağlığımızı olumsuz etkilerken, yaşlanma hızımızı da artırıyor…
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, ‘Zihniniz, yapılacaklar listesini tamamlamak için sürekli yarış halindeyse o liste asla bitmez. Günün sonunda kendinizi stresli, uykusuz ve bitkin hissedersiniz.
Üstelik bu durum tekrar tekrar yaşandığı takdirde sağlığınız için ciddi bir tehdit oluşturabilir’ dedi ve dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı…
BEYNİNİZE YÜKLENMEYİN
Harvardlı bilim insanları, aşırı yorgun olmayan beyin aktivitesi olanların 90-100 yaşlarına kadar yaşadığını, aşırı yorgun heyecanlı beyin aktivitesi olan insanlarda yaşam süresinin oldukça kısaldığını saptadı. Bu, beynimizi daha az kullanmalıyız anlamına gelmiyor. Aşırı heyecanlı beyni, ara sıra “dinlenme ve sakinleşme” moduna almamız gerektiğini söylüyor. Yani az çalıştırılması da aşırı çalıştırılması da beyne zarar veriyor. Beynimizin dengede olması, ömrümüze fazladan yıllar ekliyor.
STRESTEN UZAK DURUN
Stres ikiye ayrılır: Biri sıkıntılı zamanlarda ortaya çıkan, bizim hayatta kalma becerilerimizi artıran, geçici olan erken yanıt strestir. Diğeri ise sürekli tetiklenen, uzun süre devam eden ve bizi hasta eden kronik strestir. Eğer stres tepkisi kronik hale gelirse, bu beyindeki sürekli aktif stres yanıtı, vücutta iltihaplanma sürecini başlatır ve bağışıklık sisteminin normal işlevini bozar, böylece savunmasız kalırsınız. Uyku bozukluğu, yüksek tansiyon, yorgunluk, mide rahatsızlığı, kilo alma, baş ağrısı veya anksiyete (kaygı) gibi şikayetlerinizi de beraberinde gelir.
UYKU DÜZENİNE DİKKAT
Çoğumuz bazen çalışırken, ertesi günkü sınav için ya da TV izlerken uykumuzdan çalıyoruz. Çaldığımız bu saatler de sürekli hale geldiğinde, bizim yaşam yıllarımızdan çalıyor. Çünkü uyku vücudun ve beynin dinlenmesi, atıklarından temizlenmesi, ertesi güne hazırlanılması için gereken çok önemli bir süreç. Yeterince gece uykusu alamadan geçirdiğiniz bir gün, elimizdeki dosyaların bitirilmesine vakit verilmeden sürekli yenilerinin masaya yığılması gibidir. Sonunda ya istifa ederiz ya da şikayetler artar. İşte vücudumuz da aynı şekilde şikayetlerini artırır ve sonunda çalışmayı bırakır.
MUTLU VE POZİTİF OLUN
Yoğun tempoya alışkın olabilirsiniz… Peki pozitif misiniz? Bu soruya verdiğiniz cevap önemli, çünkü pek çok araştırma, mutlu insanların kalp hastalığı, felç, akciğer hastalıkları, kanser ve enfeksiyondan erken ölüm riskinin azaldığını gösteriyor. Örneğin, 70 binden fazla kişinin incelendiği bir çalışma, hayata mutlu ve pozitif bakan insanların daha uzun yaşam süresine sahip olduklarını ve bu kişilerin yaş ömürlerinin uzadığını gösteriyor. Beynin mutlulukla ilgili bölgeleri, aynı zamanda kan damarı işlevi ve iltihaplanma ile de ilişkilidir.
kaynak sozcu.com.tr