Döviz artışı ile peş peşe yağan zamlar, yurttaşın alım gücünü iyice düşürdü. Eskiden öğrencilerin uğrak noktası olan spotçularda artık aileler de eşya satıyor.
Üsküdar’da bir zamanlar öğrencilerin tercih ettiği Spotçular Çarşısı’nın sokaklarında artık her yaştan insan var. Artan yoksulluğun, işsizliğin resminin en net görülebileceği yerlerden birindeyiz. Çarşının müşterileri artık ikinci el eşya almak değil, borçları için eşyalarını satmak için pazarlıktalar.
Mağazada esnafla sohbet ederken genç bir adam elinde ceketiyle yaklaşıyor. Ceketi için istediği fiyat 200 TL. Pazarlıkla 150 TL’ye anlaşan vatandaş, “Neden satıyorsunuz” sorusuna, “Acelem var, para yetiştireceğim, arkadaşlarım bekliyor” yanıtını vererek hızla uzaklaşıyor.
Cumhuriyet’den Ali Can Polat’ın aktardığına göre Birbiri ardına gelen zamlarla alım gücü düşen halk, artık ihtiyacını karşılayacak ürünlerin sıfırını alamaz durumda. Spotçular çarşısında yıllardır esnaflık yapan Hüseyin Akyüz, durumun giderek kötüleştiğini söylüyor. Anlattığı hikâye ise çok acı:
“Bir ay önce bir kadın eve çağırdı eşya satmak için. Çekyatı, bazayı alacağım ama evde bir çocuk ağlıyor susmuyor, belli ki aç. Kadının gözü yaşlı. ‘80 TL versen yeter bana’ diyor. Dayanamadım 100 TL verdim eşyayı da almadan çıktım evden.”
KREDİ KARTI BORCU İÇİN
Spotçuda çalışan nakliyeci Murat Dinç ise geçen hafta emekli bir yurttaşın, torununun kredi kartı borcunu ödemek için televizyonunu sattığını söylüyor. “Adam bana 900 TL’ye sattı televizyonunu. Yenisini almaya kalksa, en ucuzunu 3 bin TL’ye alır. Artık herkes ikinci el alıyor zaten. Ben de ikinci el alıyorum. Mağazaları geziyoruz, fiyatlara inanasım gelmiyor” diyor.
Bir başka esnaf ise halkın ikinci eli bile pahalı bulduğunu ve alamadığını söylüyor ve “Biz de artık ikinci el eşyayı almak istemiyoruz çünkü satamıyoruz. Alım gücü yerlerde. Alsak depoda durma maliyeti daha fazla oluyor” diye konuşuyor.
Çarşıda gezerken bir aileye rastlıyoruz, ikinci el bir ocağı değiştirmeye gelmişler. Büyük bir tehkile atlatmışlar, şöyle anlatıyorlar:
“Sıfırına güç yetmiyor ki. Dört gözlü küçücük ocaklar bile 1500 TL’den başlıyor. Buradan 350 TL’ye aldık o da bozuk çıktı, birdenbire alev aldı. Az kalsın evimizden, canımızdan oluyorduk.”
Çekyat ve televizyon almaya gelen bir başka yurttaşın anlattıkları da şöyle:
“Dört yıldır esnafım, dükkân işletiyorum. Her gün çalışıyorum ama mağazaya gidip sıfır bir televizyon alamıyorum, o fiyatları görünce elim gitmiyor ödemeye” diyor.
YOLUN SONU SOSYAL PATLAMA
Yurttaşın yolun sonuna geldiğini ve ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgide yaşama tutunmaya çalıştığını söyleyen Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Başkanı Aziz Koçal ise şu açıklamayı yapıyor:
“Uygulanan yanlış ekonomik politikalar sonucu yoksul yurttaşların temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için beyaz eşya mobilya gibi eşyaları taksitle alıp peşin satmaya başladığını görüyoruz. Yurttaş, canlı kalabilmek için bu yola başvuruyor. Bunun sonucu sosyal patlamalar, dağılan aileler ve intiharlardır. Sorun yurttaşı buna mecbur bırakan sistemdir. Hatalı uygulanan ekonomi ve tarım politikalarıdır.”