GERGEDANLAR…

GERGEDANLAR…
Paylaş

Güzelleştirmek, iyileştirmek, yüceltmek, güçlendirmek gibi pek çok erdemli durum için fırsatı vardı, fakat neredeyse kendisinden başka hiçbir canlı türünde bulunmayan o ellerle ve beyninin sağladığı zeka ile bunu yapmak yerine tüm fırsatları kaçırdı insan. Dünyanın ve kainatın en zehirli bitkisinden, en yırtıcı hayvanından daha tehlikeli bir yaratık olmayı seçti. Katletti. Doğayı yıktı yok etti. Hala her ikisine de tam gaz devam ediyor. Yeryüzündeki gergedan nüfusu neden azalma noktasında örneğin? Çünkü şeytani zekasıyla insan gergedan boynuzunu keşfetti. Bu boynuzdaki bir madde ile sanki çok lazımmış gibi cinsel fonksiyonlarını artık yerine getiremeyen erkeklik organlarına güya kuvvet sağlanıyor. Ve bu uğurda gergedanlar hunharca öldürülüyor. Sadece bu yüzden değil elbette. Hunharca öldürülenler de sadece gergedanlar değil. Bursayı bilenler bilir, taksi dolmuş kültürü hala yaşatılmaktadır. Artık sadece belli güzergahlarda çalışan bu taksi dolmuşlardan birindeyim. Sanıyorum bir kaç yıl önce. Radyoda ürün tanıtımı. Bak diyor sunucu. İz bırakmak istiyorsun biliyorum. Kardeşim bu gergedan kuvveti tam sana göre. Üstelik yanında azdırıcı damla da hediyemiz. Yetmedi diyorsan kayganlaştırıcı jel de koyduk pakete. Yanımda çocuklu bir kadın oturuyor, trafik var, sürücünün kanalı değiştirmeye niyeti de pek yok. Öyle televizyonda öpüşme sahnesi yayınlanırken kanal değiştirme heveslilerinden değilimdir. Fakat cinsel gücü arttırıcı bir ürünün tanıtımının da çocuk yanında yapılmasını desteklemiyorum doğrusu. Gereksiz buluyorum. Bu tür ürünler satılan dükkanlar kendilerini istediklerinde gayet kamufle edebiliyorlar. Buradaysa bangır bangır bağırıyor herifin teki kardeşim efsane olacaksın diye. Üstelik azdırıcı damladan söz ediyor. Nuri Alço filmlerinde gazoza konulan ilaçlar yalnızca kişinin direncini kırıp uyuşturuyordu. Bu sırada tecavüzcü de amacına ulaşıyordu. Demek artık azdırıcı damlalar vardı. İyi de iki insan bir aradaysa ve birbirlerinden etkileniyorlarsa böyle şeylere ne gerek vardı? Hadi güzel bir birliktelik yaşanması isteniyor ve bekleniyor. Peki bundan iki tarafın da haberi var mıydı? İşte düğüm tam da burada. Böylesi ürünlerin avaz avaz bağırıla bağırıla satışa sunulması tehlikeli, bu ürünlerin bilgisi dışında birileri tarafından kullanılması milyon kere daha tehlikeli. Ülkemizde de benzer adla yayınlanan bir dizinin İspanyol versiyonunu izledim. Adı, yalanlar olan dizide tıp bilgisinden de yararlanan bir sapkının kadınlara yaşattıkları anlatılıyordu. Bizdeki versiyonu uzun sürsün diye bir dolu abuklukla doldurulmuştu ve final bölümünü izlemedim bile. Fakat İspanyol versiyonu hiç fena değildi. Bir polis dedektifinin de dahil olduğu on yedi kadına aynı biçimde yaklaşan kişi, güvenlerini kazandığı bu kadınlarla birlikte içki içiyor. Bu sırada beraberinde getirdiği ilacı içkiye ekliyor, gerisi malum. Kişinin tümüyle etki altına alınmasını sağlayan bu ilaca daha başka etken maddeler de karıştırılıyordur belki. Cinsel özgürlüğe saldırı. Hakimin bu suç için tanımı buydu. Özellikle bu nedenle paylaştım bu yazıyı. Kumarhaneler yasal olarak faaliyet göstermekte iken buralara girişte yirmi dört yaş kriteri aranırdı. Cinsel özgürlük ile ilgili durum tanımlanırken de yirmi dört yaşından büyük, zihinsel kısıtlılığı bulunmayan, yapıp ettiklerinin hukuki ve ahlaki sonuçlarını algılayabilen ibaresi konulup cinsel özgürlükten söz edilebilir. Fakat radyolarda azdırıcı damlalar satışa sunulurken, Nuri Alço filmleri akıllardan çıkmazken ki tecavüzcü Coşkun lakaplı oyuncumuzu da unutmayalım, cinsel özgürlük gibi bir maddeden ülkemizde yasal olarak söz açmak mümkünsüz görünüyor. Kadınların birer ikişer yüksek katlardan düşerek yaşamlarını yitirdiği, hatta canlı canlı yakılan kadınların varillere konulduğu, ilgilerine karşılık vermeyen kadınları kötü sıfatlarla yaftalayan erkeklerin bulunduğu gerçeği gayet can yakıyor. Orada ne işi varmış? Neden öyle açık giyinmiş? O da erkekle içki içmeseymiş diyenleri de unutmamalı. İş görüşmesi için ilan verip görüşmeye gelen kadınlara tecavüz etmeye çalışanlar da var elbette. Düşündüm de benim radyodaki sunucu pek masum kaldı tüm bunların yanında. Ne vakit kadına dair ya da içinde kadın bulunan bir yazı yazmaya çalışsam ilk hissettiğim duygu utanç olmakta. Neden acaba? Konunun gergedanlarla hiçbir ilgisi yok. Konu sadece kendisini insan zanneden fakat tanımı yapılmış insan kategorisine asla giremeyenlerle ilgili…

FIRAT AVCI

Comments

No comments yet. Why don’t you start the discussion?

Bir yanıt yazın