Çağımızın hastalığı ‘internet beyni’ nedir?

Çağımızın hastalığı ‘internet beyni’ nedir?
Paylaş

Tüm gün internette geziniyor ama sonra aklınızda hiçbir şey kalmadığını fark ediyorsanız internet beyninden muzdarip olabilirsiniz.

Kendinizi sosyal medyaya kapılmış ekran kaydırırken yakaladığınız son anı düşünün. İnternette yalnızca dakikalarca veya saatlerce geziniyor olabilirsiniz. Hangisi olursa olsun, o girdaba girdiğiniz andan itibaren muhtemelen tüm gerçeklik duygunuzu kaybetmişsinizdir.  

Vaktinizin büyük bir kısmını çevrimiçi ortamda geçirdikten sonra ortaya çıkan bilişsel, zihinsel ve hatta duygusal tükeniş anlamına gelen ‘internet beyni’  deneyimini yaşamışsınızdır. Bu terimi hiç duymamış olsanız bile, o duyguyu bilirsiniz. Gözleriniz parlar, düşünceleriniz sessiz ama kaotiktir ve az önce tükettiğiniz bilginin bir zerresi bile hafızanızda değildir.

Araştırmalar,internetin ‘aşırı’ kullanımının (yetişkinlerin hergün yaklaşık yedi saatini internette geçirdiği tahmin ediliyor) sadece moral bozucu veya zaman kaybı olmadığını gösteriyor. Kelimenin tam anlamıyla beyin yapımızı, bilişimizi ve zihinsel sağlığımızı etkiliyor. Şimdiye kadar bilim insanları en büyük etkiyi bilgiyi saklama, konsantre olma ve başkalarıyla bağlantı kurma yeteneğimiz üzerinde gördüler. Ancak 2020’de yayınlanan bir araştırma, sürekli kaydırmanın yönetici işlevimizi, yani günlük yaşamda karar verme yeteneğimizi bile etkileyebileceğini ortaya çıkardı. 

Bunun nedeni, sürekli çevrimiçi olduğumuzda, beynimizin ‘odaklanma ağı’nda çok fazla zaman harcıyor olmamız. Odaklanma ağı, bilim dünyasında dikkatimizden, odaklanmamızdan ve doğrusal düşüncemizden sorumlu beyindeki bir dizi alanı tanımlamak için kullanılan bir terim. Modern yaşamımızın çoğu, e-postaları yanıtlamaktan akşam yemeğini pişirirken tarifteki talimatları takip etmeye kadar odak ağında olmamızı gerektirir. Ancak boş zamanımızı aynı zamanda internette gezinerek, doğrusal düşünerek geçirdiğimizde beynimizin yeniden şarj olacak zamanı olmaz. Buna karşılık, dürtüsel kararlar veririz ve o kolay dopamin vuruşunu aramaya devam edebiliriz. 

Peki ne yapmalı? İnternet beyninin panzehiri sadece telefonunuzu bırakmak değil, daha enerjik, tatmin olmuş ve canlı hissetmeniz için yaratıcılığınızı harekete geçirmektir. Dolayısıyla bir dahaki sefere kaydırma dürtüsü hissettiğinizde, bunu bir doz yaratıcılıkla değiştirmeyi deneyin.