Düşündüm de galiba bazı şeyleri hiç düşünmeden, yorumlamadan kabul eden pek çok insan var dünyada ya da çevremizde demeliyim. Aslında bugün başka bir şey yazacaktım ama (bir bitki mitosu yazmayı hedeflemiştim) sosyal medyadaki bazı yorumlara bakınca bir deyim geldi aklıma. “O neydi,…ne keçisiydi?” diye düşününce zaman zaman baktığım bir kitapçığı arayıp bulmak farz oldu ve hemen açıp ilgili sayfayı bulunca da bir iki deyimi yazmak isteği doğdu.
Neyi ya da neleri bulduğunu bilemiyorum ama, Arap bilginlerinden Ahfeş adlı biri varmış. Bu ahfeş, öğrenci iken derslerinde pek başarılı da değilmiş. Bu duruma bir son vermek isteyen hocası ona bir gün; “senin bu halin öğrendiğin dersleri kimseye anlatamadığın içindir” demiş. Ahfeş de o günden sonra önüne kim çıkarsa öğrendiklerini anlatmaya başlamasın mı. E tabii ki bir süre sonra bu hali etrafındaki herkesi de usandırmış. Bakmış olmayacak, pazardan bir keçi alıp bu sefer de ona anlatmaya başlamış. O kadar anlatıyor yani Ahfeş efendi, bir de onay alması lazım illa ki. Bunun da kolayını bulmuş Ahfeş, keçinin boynuna bir ip bağlayıp her anlattığının sonunda çekmeyi adet edinmiş. O çekince keçi de refleks olarak başıyla onay verir olmuş. “Anladım.” Ve buna öyle bir alışmış ki; Ahfeş ne anlatırsa anlatsın, ne derse desin, her onun sesini duyduğunda ipi çekmesine gerek olmadan başını sallar olmuş. Bu yüzdendir ki; her teklife, her söze, düşünmeden, tartmadan, anlamadan “evet” diyenler için bu deyimi kullanıyor olmuşuz.
Bugünlerde pek kullanmıyorum ama, eskiden çok kullandığım bir deyim vardı; “gırgır geçmek” Eminim sizden de kullanan vardır. Anlamını hiç düşünmemiştim aslında. Anlamını hiç bilmeden ya da yaklaşık olarak bildiğim,kullandığım bazı kelimeler gibi. Her elime aldığımda severek birşeyler öğrendiğim minicik bir kitap bu adını verdiğim. Deyimlerden Öyküler. (1)Eğer daha başka bir baskısını bulursam yine alırım, eklenen deyim öyküleri de vardır belki diye. Neyse, gelelim “gırgır geçmeye”…
Zamanın birinde, adamın biri, kahvehanede elindeki boş bir nargileyi sürekli içine çekip fokurdatırmış. Bu durumdan rahatsız olanlardan bir müşteri bir gün dayanamayıp sormuş adama: “Yahu dostum, tömbekisi yok, ateşi yok, lülesi yok, dumanı yok. Boş nargileyi ne diye çekip durursun? Adam da hiç istifini bozmadan cevaplamış: “ Ben onun dumanında değil, gırgırındayım. O gırgır ettikçe keyifleniyorum!” bu yüzden bu deyimi de “alay etmek, dalga geçmek” anlamında kullanırmışız meğer…
Kelimelerle, deyimlerle, anlamlarla, güzellikle kalınız…
SUNA ÇİFTCİ
Deyimlerden Öyküler- Fatih GÜL (Karanfil Yayınları-2012)